GLORIA
≥65 yaş RA hastalarında 5 mg/gün prednizolon eklenmesi, hastalık aktivitesini ve radyografik progresyonu azaltırken enfeksiyon ve hafif advers olayları artırdı.
Practice-defining clinical trials in rheumatology.
Curated landmark RCTs that shaped guidelines and routine care.
Early aggressive treatment, treat-to-target stratejileri ve biyolojik/tsDMARD endikasyonlarını belirleyen başlıca çalışmalar.
≥65 yaş RA hastalarında 5 mg/gün prednizolon eklenmesi, hastalık aktivitesini ve radyografik progresyonu azaltırken enfeksiyon ve hafif advers olayları artırdı.
Aylık DAS takibi ve agresif tedavi ayarlaması ile remisyon oranları ve radyografik sonuçlar belirgin iyileşti; T2T paradigmasının ilk kanıtlarından.
Erken RA'da MTX+SSZ+HCQ+düşük doz pred başlangıç kombinasyonu, monoterapiye göre daha yüksek remisyon ve daha az radyografik hasar sağladı.
Sequential monoterapi, step-up kombinasyon ve iki farklı başlangıç kombine stratejiyi DAS-guided T2T içinde karşılaştırdı; erken kombine stratejiler daha hızlı ve kalıcı kontrol sağladı.
Kombine etanercept+MTX, hem klinik yanıt hem de radyografik progresyon açısından her iki monoterapiden belirgin şekilde üstün.
Erken, agresif RA'da ADA+MTX kombinasyonu, monoterapilere göre klinik ve radyografik sonlanımlarda belirgin üstün; erken kombine biyolojik stratejilerini destekledi.
SSZ+MTX+yüksek doz pred step-down kombinasyonu, SSZ monoterapisine göre hızlı klinik iyileşme ve radyografik progresyonda azalma sağladı; kombine başlangıç stratejilerinin ilk büyük kanıtı.
DMARD-naif erken RA'da etanersept+MTX kombinasyonu, sadece MTX'e göre remisyon oranlarını ikiye katladı; erken agresif biyolojik tedavi yaklaşımını destekledi.
MTX ile başlayıp ETN ekleme vs başlangıçta MTX+SSZ+HCQ triple terapisi karşılaştırıldı; başlangıç kombinasyonu daha hızlı klinik kontrol sağladı.
MTX-IR hastalarda tocilizumab+MTX, ACR20/50/70 yanıtlarını anlamlı artırdı ve IL-6 blokajının RA tedavisindeki yerini kurdu.
Tocilizumab monoterapisi, MTX monoterapisine üstün klinik yanıt sağladı; IL-6 blokajının MTX alternatifi olarak kullanımını destekledi.
T-hücre kostimülasyon blokajı, MTX-yetersiz yanıt veren hastalarda klinik ve radyografik yanıtları belirgin iyileştirdi; non-TNF biyolojik seçenekleri genişletti.
TNF inhibitör yetersizliği sonrası rituksimab+MTX, plaseboya göre ACR yanıtlarını anlamlı artırdı; B-hücresi deplesyonunu TNF-IR popülasyonda standart hale getirdi.
Tofacitinib monoterapisi ve MTX kombinasyonu, MTX-IR hastalarda adalimumaba non-inferior etkinlik gösterdi; oral JAK inhibitörlerinin klinik kullanıma girmesini sağladı.
≥50 yaş ve ≥1 CV risk faktörü olan hastalarda tofacitinib, TNF inhibitörlere kıyasla MACE ve kanser riskinde artış gösterdi; JAK inhibitör güvenlik profilini şekillendiren pivotal çalışma.
Upadacitinib+MTX, adalimumab+MTX'e kıyasla klinik remisyon ve radyografik sonlanımlarda üstünlük gösterdi; yeni nesil JAK inhibitörlerinin güçlü etkinliğini ortaya koydu.
Baricitinib+MTX, adalimumab+MTX'e kıyasla ACR20 ve DAS28-ESR remisyonunda üstün bulundu; JAK1/JAK2 inhibisyonunun güçlü etkinliğini gösterdi.
Stabil hastalarda orijinal infliksimabdan biyobenzere geçiş, hastalık kötüleşmesi açısından non-inferior bulundu; biyobenzer switching politikalarına bilimsel temel oluşturdu.
TNF inhibitörleri ve IL-17A blokajının aksiyel SpA ve PsA tedavisindeki yerini belirleyen ana çalışmalar.
24. haftada ASAS20 yanıtı infliksimab ile %61, plasebo ile %19; TNF blokajının AS'de hızlı ve güçlü etkinliği.
Adalimumab, ASAS yanıtları, fonksiyon ve yaşam kalitesini anlamlı iyileştirdi; aksiyel SpA'da TNF-i sınıf etkisini destekledi.
Secukinumab, özellikle TNF-i naif ve TNF-i deneyimli hastalarda ASAS20/40 yanıtlarını plaseboya göre anlamlı artırdı; non-TNF hedefli tedavi dönemini başlattı.
Eklemsel, kutanöz ve radyografik sonlanımlarda belirgin iyileşme; PsA'da biyolojik tedavilerin standard of care olmasına temel oluşturdu.
Golimumab, ACR20 yanıtı, radyografik progresyon ve cilt skorlarında plaseboya üstünlük gösterdi; subkutan TNF-i seçeneklerini genişletti.
Adalimumab, eklem hasarını önledi ve yaşam kalitesini iyileştirdi; PsA'da subkutan TNF-i etkinliğini kurdu.
Secukinumab, PsA'da ACR20, entezit ve daktilitte güçlü yanıtlar sağladı; non-TNF hedefli tedavilerin PsA'da etkinliğini kanıtladı.
İxekizumab, eklem, cilt, entezit ve daktilitte hızlı ve sürdürülebilir yanıtlar sağladı; IL-17A blokajını PsA'da birinci basamak seçenek haline getirdi.
IL-23 blokajı, biyolojik-naif ve TNF-IR PsA hastalarında ACR20 ve radyografik progresyonda etkili bulundu; IL-23 yolağının PsA'daki rolünü doğruladı.
IL-12/23 blokajı, TNF-naif PsA'da eklem ve cilt semptomlarında anlamlı düzelme sağladı; alternatif immünolojik hedefleri PsA tedavisine soktu.
Tofacitinib, TNF-naif PsA'da ACR20, HAQ-DI ve radyografik progresyonda anlamlı iyileşme sağladı; oral küçük molekül tedavileri PsA'ya kazandırdı.
Non-radyografik aksiyel SpA'da certolizumab, ASAS20/40 ve inflamasyonda anlamlı iyileşme gösterdi; erken aksiyel hastalıkta TNF-i etkinliğini destekledi.
Upadacitinib, biyolojik-naif ve TNF-IR AS hastalarında ASAS40 yanıtı ve spinal inflamasyonda güçlü etkinlik gösterdi; ilk onaylı JAK inhibitörü oldu.
İxekizumab, AS'de adalimumaba non-inferior etkinlik gösterdi; IL-17A'nın aksiyel hastalıkta TNF-i kadar etkili olduğunu gösterdi.
Upadacitinib, biyolojik-naif PsA'da ACR20 ve MDA sonlanımlarında adalimumaba üstünlük gösterdi; yeni nesil JAK'ların PsA'daki güçlü potansiyelini ortaya koydu.
B-hücresi hedefli tedaviler, interferon yolu blokajı ve modern lupus nefriti kombinasyon tedavilerini tanımlayan çalışmalar.
SRI yanıtlarını artırdı, alevlenmeleri azalttı; belimumab, biyolojik SLE tedavisi için ilk onaylı ajan oldu.
BICLA yanıtını ve steroid sparing'i artırdı; interferon-high fenotipte klinik kılavuzlara giren ilk IFN-yolu blokajı.
MMF, proliferatif LN indüksiyonunda CYC kadar etkili ve bazı açılardan daha iyi tolere edildi; MMF'yi LN'de birinci basamak standartlara taşıdı.
Voclosporin kombinasyonu, tam renal yanıt oranını anlamlı artırdı; güncel LN kılavuzlarında yer alan yeni CNI seçeneği.
Belimumab eklenmesi, primer renal yanıt oranını artırdı ve alevlenmeleri azalttı; LN'de ilk onaylı biyolojik ajan oldu.
Her iki çalışma da primer sonlanımı tutturamadı; ancak off-label kullanım yaygın kaldı ve daha sonraki RING çalışması umut verici sonuçlar gösterdi.
Kombine B-hücre hedefli tedavi, hastalık aktivitesini azalttı; sinerjik immünomodülasyonun potansiyelini gösterdi.
Düşük doz CYC (500 mg x 6), yüksek doz NIH rejimine benzer etkinlik, daha az yan etki gösterdi; Avrupa'da tercih edilen indüksiyon rejimini oluşturdu.
Glikoengineered anti-CD20, SRI yanıtını artırdı; yeni nesil B-hücre deplesyonunun potansiyelini gösterdi.
MMF ve AZA maintanance tedavide benzer etkinlik gösterdi; hasta faktörlerine göre maintanance seçenekleri genişledi.
SSc-ILD tedavisinde immünsüpresyon ve antifibrotik yaklaşımları şekillendiren çalışmalar.
FVC'de mütevazı fakat anlamlı iyileşme ve semptomlarda düzelme; SSc-ILD'de CYC kullanımına temel oldu.
MMF ve CYC benzer FVC etkisine sahip, MMF daha iyi tolere edildi; SSc-ILD'de uzun süreli ilk sıra ajan olarak MMF'yi destekledi.
Yıllık FVC düşüşünü anlamlı derecede yavaşlattı; SSc-ILD'de antifibrotik tedaviyi klinik pratiğe sokan pivotal çalışma.
Deri skoru ana sonlanımı sınırda olsa da FVC kaybını anlamlı azalttı; SSc-ILD'de tocilizumab endikasyonunun temel verisi.
Otoimmün HSCT, uzun vadeli mortaliteyi azalttı ancak erken transplant-ilişkili mortalitede artış oldu; şiddetli, hızlı ilerleyen SSc'de seçilmiş vakalarda düşünülebilir.
Myeloablatif HSCT, CYC'ye kıyasla daha yüksek event-free survival sağladı; şiddetli SSc'de HSCT'nin gücünü gösterdi.
Nintedanib, SSc-ILD dahil çeşitli progresif fibrotik ILD'lerde FVC düşüşünü yavaşlattı; antifibrotiklerin geniş spektrumlu kullanımını destekledi.
Endotelin reseptör antagonisti bosentan, egzersiz kapasitesini ve hemodinamiği iyileştirdi; PAH tedavisinde çığır açan çalışma.
Bosentan, yeni dijital ülser oluşumunu azaltma eğilimi gösterdi; vasküler SSc komplikasyonlarında endotelin blokajının rolünü gösterdi.
AAV için rituksimab temelli rejimler, plazmaferez rolü ve GCA'da IL-6 blokajını tanımlayan landmark çalışmalar.
Rituksimab, şiddetli AAV'de remisyon indüksiyonunda CYC'ye non-inferior, relapsing hastalıkta üstün; AAV'de rituksimab onayının temel çalışması.
Rituksimab+2 doz CYC, standart IV CYC rejimine non-inferior bulundu; AAV'de rituksimab kullanımını RAVE ile beraber destekledi.
Plazmaferez, ölüm veya ESRD riskini azaltmadı; daha hızlı steroid taper rejimi benzer etkinlik ve daha az ciddi enfeksiyon sağladı.
52. haftada GC-free sürdürülebilir remisyon oranları tocilizumab kollarında %53–56; GCA'da IL-6 blokajı ve GC-sparring stratejiler için temel kanıt.
Rituksimab maintanance tedavisi, azatioprine göre relaps riskini %70 azalttı; AAV'de uzun süreli B-hücre deplesyonunun üstünlüğünü gösterdi.
Pulse IV CYC (15 mg/kg q2-3w), günlük oral CYC'ye eşit etkinlik, daha düşük kümülatif doz sağladı; pulse rejimini standart haline getirdi.
Erken, renal-sınırlı olmayan AAV'de metotreksat, CYC'ye benzer remisyon sağladı; daha az toksik alternatif olarak MTX'i destekledi.
C5a reseptör antagonisti avacopan, prednizon taperinde eşit etkinlikle GC-sparing sağladı; AAV'de kompleman inhibisyonunu klinik pratiğe soktu.
Tocilizumab+MTX kombinasyonu, GCA'da relaps-free survival'ı artırdı; kombine immünosüpresyon stratejilerini destekledi.
Diyaliz-bağımlı AAV hastalarında plazmaferez, renal iyileşmede fayda sağlamadı; ciddi renal tutulumda PE kullanımının sorgulanmasına yol açtı.